8. Fakültemiz Tarafından "Mekke'nin Fethi Programı" Düzenlendi.

01 Ocak 2024 Pazartesi

Üniversitemiz Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ile Fakültemiz Bilge İlahiyatçılar Kulübü tarafından Hoca Ahmet Yesevi Konferans Salonunda düzenlenen “Mekke’nin Fethi” Programı'na Rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Biber, akademik ve idari personel katıldı. Programda Fakültemiz İslam Tarihi ve Sanatları bölümünde görev yapmakta olan Dr. Öğr. Üyesi Han Hacısoy'un mekke'nin fethine yönelik “İslam tarihinde çok sayıda fetihler yapılmıştır. Ancak Hz. Peygamber’in Mekke’yi fethi diğerlerinden seçilmektedir. Sadık bir rüya ile başlayıp Mekke’nin fethi ile sonuçlanan bu süreç beşeriyetin öğrenmesi gereken çok sayıda ahlaki değerleri ihtiva etmektedir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) sadece kutsal bir beldeyi fethetmekle kalmamış, aynı zamanda kendisine ve Müslümanlara her türlü işkenceyi reva gören, Rabbimiz Allah’tır dedikleri için onları yurtlarından çıkarmaya zorlayan Mekkeli müşrikleri affederek onların gönüllerini de kazanmış ve bir nevi insanların gönüllerini de fethederek kalplerini İslam’a ısındırmıştır. Bu fetih hareketinde sergilenen tevazu, merhamet, hoşgörü örnekleri, fethin ardından Hz. Peygamber’in Mekke halkına yaptığı konuşmasında üzerinde durduğu hususlar insan hak ve hukukları açısından büyük önem arz etmekte olup hala güncelliğini korumaktadır.” konuşmasının akabinde Rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Biber ise şunları kaydetti: "Kavram olarak işgal ve fetih iki zıt kavramdır. Fethedilen yerde zulüm gören halk zulümden kurtarılır. Peygamber Efendimiz Mekke’yi fethedinceye kadar oradaki halk müşrik kâfirlerin zulmü altındaydılar ve fetih sonrası huzura erdiler. Müslümanlar tarih boyunca nereye gittilerse oraya fetih, merhamet ve adalet götürdüler. Mekke’nin fethi İslam dünyasının dönüm noktasıdır. Sevgili gençler, sosyal medya ve diğer mecralarda kültürel bir kuşatılmışlığın diğer bir ifadeyle “kültürel siyonizmin” etkisi altındayız. Bunun farkına vararak tedbirler almamız gerekiyor.  Kuran-ı Kerim’in ve Peygamber Efendimizin (s.a.v.) emri olan “emir bi’l-ma’rûf nehiy ani’l-münker” (iyiliği emretmek ve insanları kötülükten sakındırmak) ıslah faaliyetini yerini getirerek iyiliğin hüküm sürdüğü bir toplumun devamlılığını sağlayıp gelecek nesillere aktarmalıyız.”
Program, belge takdimi ve fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.